X

VENEDİK’TE AŞK

Travel & Gourmets
11 Okunma

Şubat ayı gelince ilk akla gelenlerden biri "Sevgililer Günü". Dolayısıyla ben de size Avrupa'nın en romantik şehirlerinden Venedik’i anlatmak istedim. Yalnız bu tarihlerde Venedik çok popüler... Venedik'in şubat ayında dünyanın dört bir yanında turist çekmesinin en önemli sebebi ise karnavalı. Çok eski tarihlere dayanan "Venedik Karnavalı"nda insanlar birbirinden güzel maske ve kostümlerle sokaklarda dolaşıyor. Zaten güzel bir şehir olan Venedik bu mevsimde daha da renkleniyor, daha da güzelleşiyor. Festivalin bu yılki tarihi 27 Ocak-13 Şubat, gezinizi bu tarihler arasında yapacaksanız çok kalabalık olacağını dikkate alarak planlamanızı öneririm.

Venedik, dünyanın en garip yer şekillerinden biri kabul ediliyor. Birbirinden ayrılan yüz yetmiş yedi civarı kanalla birbirlerine bağlanan yüz on sekiz ada üzerine kurulmuş bir yer. Bu adaları bağlayan pek çok kanal ve köprü görmek mümkün. Bu özelliği dolayısıyla "Yüzen şehir" olarak da anılır. Şehrin caddelerinde ve ara sokaklarında yalnızca yayalar dolaşabilir, gelen turistler arabalarını şehrin girişindeki garajlara bırakmak zorunda kalırlar. Bu şehirde ulaşım deniz taşıtlarıyla yapılır; Venedik'in sembolü sayılan gondollar eskiden zenginler tarafından özel araç gibi kullanılmaktaymış. Yapımında kullanılan malzemelerin oldukça pahalı olması, kullanmanın ustalık gerektirmesi gondolu özel yapan nitelikleri. Venedik; kanalları, köprüleri, gondolları, etkileyici mimarisi, renkli maskeleri ile gördüğüm en güzel ve romantik şehirlerden biri.

NE YAPILIR?

San Marco Meydanı (Piazza San Marco)

Venedik’in en ünlü meydanı olan San Marco aynı zamanda dünyanın en güzel meydanlarından biri olarak da bilinir. Şehrin en bilinen yerlerinden San Marco Meydanı etrafında önemli yapıları da barındırıyor. San Marco Bazilikası, Dükler Sarayı, Aziz Mark’ın Çan Kulesi, Correr Müzesi bunların başında geliyor. Venedik gezilecek yerler listesinin başında yer alan bu meydan sıklıkla festivaller, konserler ve çeşitli organizasyonlara ev sahipliği yapmaktadır. Şehirdeki sosyal hayatın da en canlı olduğu yerlerden biri olan meydanın etrafında otel, cafe, restoran ve çeşitli mağazalar yer almakta. Cafe ve restoranlardan yükselen klasik müzik eşliğinde meydanda vakit geçirmek son derece keyifli. Bu meydan için Napolyon’un "Dünyanın en güzel salonu" dediği rivayet edilmektedir. San Marco Meydanı, kış döneminde suyun yükselmesi nedeniyle ziyarete kapalı olabiliyor. Buna denk gelmezseniz burayı gezmek için en elverişli mevsim kış, çünkü yazın çok kalabalık olan bir yer.

San Marco Bazilikası (Basilicadi San Marco)

San Marco Bazilikası Venedik’teki en meşhur kilisedir ve şehirde ziyaret edilecek yerlerin başında gelmektedir. San Marco Meydanı’nda yer alan kilise, mozaikleri ile ünlü. Bizans mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan yapı kubbesindeki altın rengi mozaikler sebebiyle "Altın kilise" olarak da bilinir. Beş kubbeli kilisenin Ayasofya Müzesi model alınarak yapıldığı da söylenmektedir. Dış cephesinde çeşitli heykel ve kabartmalar dikkati çekmektedir. Meydandaki kilisenin yanında Dükler Sarayı, karşısında da Aziz Mark'ın Çan Kulesi bulunmaktadır. Kilise Venedik manzarasını izlemek için de çok elverişli bir konumdadır. Kiliseye giriş ücretsiz olmakla birlikte manzara izlenecek kısma giriş ücrete tabi.

Dükler Sarayı (PalazzoDucale)

Dükler Sarayı, Venedik'in yönetim merkezi olmak üzere 9. yüzyılda inşa edilmiş. Görkemli saray daha denizden Venedik’e doğru yaklaşırken dikkati çekmeye başlıyor. Gotik tarzda inşa edilmiş olan saray Venedik’teki ilgi gören yerlerden. Etkileyici bir mimari yapısı olan saray Venedik’in gücünü ve ihtişamını gösterme işlevine de sahip. Tarih boyunca birçok kez sel, yangın gibi talihsizlikler yaşayan saray restorasyonlar sonrası müzeye dönüştürülmüş. İsterseniz ücretli olarak sarayın iç kısmını da gezebiliyorsunuz. Rehberli bir geziye katılırsanız burası için yaklaşık bir saatlik zaman ayırmanız gerekecektir. Saat 19.00’a kadar ziyaret edebilirsiniz.

Aziz Mark'ın Çan Kulesi (Campaniledi San Marco)

Aziz Mark'ın Çan Kulesi, Venedik’in sembol yapılarındandır. San Marco Meydanı’nda yer alan yapı 9. yüzyılda inşa edilmiş 1900’lerin başında ise tamamen çökmüştür. Daha sonra aslına uygun olarak yeniden yapılmış olan kulede beş tane çan bulunmaktadır. Kulenin seyir terası kısmına çıkıp nefes kesici şehir manzarasını izleyebilir, gezmeye başlamadan önce meydanı tepeden keşfe başlayabilirsiniz. Terasa çıkmak için ücret ödemek ve kalabalık dönemde uzunca bir sıra beklemek gerektiğini de belirtelim. Haftanın her günü 09:00-19:00 saatleri arasında kuleye çıkabilirsiniz.

Saat Kulesi (TorredellOrologio)

San Marco Meydanı’nda bulunan bir başka sembolik yapı olan Saat Kulesi 1400’lü yıllarda yapılmış. Üst kısmında iki adet insan figürü yer alan kulenin zamanın geçişine dikkati çekmek için yapıldığı söylenmekte. Benzerini bir başka yerde yapmasınlar diye kulenin yapımında çalışan işçilerin gözlerinin kör edildiğine dair de bir rivayet söz konusu. Yapıyı dışarıdan fotoğraflayabilir ya da ücret ödeyerek iç kısmına da girebilirsiniz.

Correr Müzesi (MuseoCorrer)

San Marco Meydanı’nda ziyaret edilmesi gereken bir başka yer Correr Müzesi. Şehrin ünlü müzelerinden Correr’in bünyesinde bir de Arkeoloji Müzesi yer alır. Adını Venedikli aristokrat, TeodoroCorrer’den almıştır. Venedik’in binlerce yıllık tarihine ve sanatına dair pek çok şeyi burada görmek mümkündür. 10:00-19:00 saatleri arasında gezilebilecek müzeye giriş ücretli.

Fenice Tiyatrosu (La Fenice)

Fenice Tiyatrosu, Venedik’in en eski tiyatro ve opera salonudur. 1792’de yapılan bina bir yangında büyük zarar görmüş, daha sonra yeniden inşa edilmiştir. Burada sahnelenen oyun ve operaları izlemek isterseniz biletlerinizi epey önceden almanız gerekmektedir. Bunun dışında binayı görmek isterseniz ücretli olarak 09:30-18:00 arasında ziyaret edebilirsiniz.

Mocenigo Müzesi (MuseodiPalazzoMocenigo)

17. yüzyılda gotik tarzda inşa edilen saray, başta Venedik Cumhuriyeti'nin en önemli ailelerinden biri olan Mocenigolara aitken bugün tekstil ve kostüm müzesi olarak kullanılmaktadır. 2013’den sonra müzeye parfüm kısmı da eklenmiş. Ayrıca içerisinde moda tarihi ile ilgili bir kütüphane de yer alıyor.

Büyük Kanal (Canal Grande)

Büyük kanal, sular üzerinde kurulu Venedik’te su trafiğinin sağlandığı ana hattır. S şeklindeki kanal şehri adeta ikiye böler. Kanalın etrafında pek çok önemli yapı bulunmakta. Kanalın çevresinde harika bir manzaraya sahip bu yapılar yapıldığı dönemin özelliğini hala taşımaktalar. Bunlardan bazıları Venedikli ailelerin zenginliklerini gösterecek şekilde yapılmıştır. Kanal üzerinde gezmek için gondol, deniz otobüsü, su taksisi gibi seçenekler var. Ayrıca kanal üzerinde geleneksel olarak her yıl kürek yarışı düzenlenmektedir.

Rialto Köprüsü (PontediRialto)

Şehrin merkezinde bulunan Rialto Köprüsü Venedik’te yer alan dört büyük köprüden biridir. Köprü 16. yüzyılın sonlarında Venedik’te düzenlenen bir yarışma sonucunda yapılmıştır. Ünlü mimarlar arasında düzenlenen yarışmada Antonio de Ponte en güzel köprüyü yapacak kişi seçilmiştir. Rialto Köprüsü uzun bir süre büyük kanal üzerindeki yaya trafiğini sağlayan tek köprü olma özelliğini korumuştur. Rialto Köprüsü iki yakayı birbirine bağladığı gibi aynı zamanda son derece hareketli bir alışveriş alanıdır. Rialto Köprüsü üzerindeki dükkanlarda turistik amaçlı pek çok obje satılır. Bir yandan alışveriş yapabilir diğer yandan manzaranın keyfine varabilirsiniz. Köprü muhteşem bir kanal manzarasına sahip, bu noktadan çekeceğiniz fotoğraflar harika olacaktır. Köprünün altından geçen gondollar da manzaraya ayrı bir güzellik katıyor. Bu sebeple Rialto Köprüsü Venedik’te en çok ilgi gören ve fotoğraf çekilen köprü diyebiliriz. Gondol turu yapmayı düşünürseniz bu noktadan da başlayabilirsiniz.

Ahlar Köprüsü (PontedeiSospiri)

Köprüler ve kanallar şehri Venedik’in bir başka ünlü köprüsü de Ahlar Köprüsü’dür. Bu ilginç ismin Lord Byron tarafından verildiği bilinmektedir. Sebebinin ise eski zamanlarda mahkumların duruşma ardından Venedik’e son kez bakıp iç geçirmesinden kaynaklandığı söylenir. Venedik’in romantik atmosferini destekleyen bir inanışa göre ise gün batımında köprünün altında öpüşen çiftlerin aşkları ölümsüz olur. AntoniContino tarafından tasarlanan köprü beyaz taş kullanılarak yapılmış. PalazzodellePrigioni ve PalazzoDucale’yi birbirine bağlayan köprü, üzerinde küçük küçük pencerelerin olduğu değişik bir mimariye sahiptir. Pencereler ızgara çubuklarla kapalı olduğundan köprüden Venedik manzarası pek fazla görülmemektedir.

Modern Sanatlar Müzesi (Ca' Pesaro)

17. yüzyılda yapılan saray Büyük Kanal üzerindedir. Mermer sütunların ağırlıklı olarak kullanıldığı yapı barok mimarisinin örneklerindendir. Daha çok sergi amaçlı kullanılan bina içerisinde çeşitli resim sergileri gezilebilir. Kış döneminde 10:00-17:00 arasında açık olan müzeye giriş ücretlidir.

Ca’ d’Oro (Altın Ev)

Altın Ev olarak da bilinen Ca’ d’Oro Büyük Kanal üzerinde bulunan gösterişli yapılardan bir tanesi. Dışındaki altın süslemelerden bugüne pek bir şey kalmasa da Venedik’te görülmesi gereken yapılardan diyebiliriz. İki katlı olarak Gotik tarzda yapılmış ev son sahibi tarafından bağışlandıktan sonra müze haline getirilmiş. Müzeye giriş ücretli.

Grassi Sarayı (PalazzoGrassi)

PalazzoGrassi Büyük Kanal’da yer alan klasik mimari tarzından inşa edilmiş yapılardan biridir. Giorgio Massari tarafından tasarlanan yapı 1700’lü yıllarda yapılmıştır. İlk sahipleri olan Grassi ailesinin satmasından sonra bina birçok farklı kişi tarafından kullanılmış, son olarak ise bir restorasyondan geçerek sanat galerisine dönüştürülmüştür.

FrariSanta Maria Gloriosa Bazilikası (BasilicadiSanta Maria GloriosadeiFrari)

Venedik'in en eski ve en büyük kiliselerden biridir. İçerisinde dünyaca ünlü sanatçıların eserleri bulunmaktadır. İnşası çok uzun yıllar alan bu kilisenin dış cephesi daha sade iç kısmı daha gösterişlidir. Kilisenin çan kulesi Venedik’teki yüksek yapılardandır.

Accademia Müzesi (Galleriedell’Accademia)

Dorsodura Venedik’in merkezinden Büyük Kanal ile ayrılan önemli bir bölge. Kültürel açıdan verimli bu mahallede PeggyGuggenheim Koleksiyonu gibi ünlü sanat merkezlerinin yanı sıra Accademia da bulunmaktadır. Accademia önce bir sanat okulu olarak kurulmuş, daha sonra müze haline getirilmiştir. Venedik’in önemli müzelerinden olan Accademia’da Rönesans dönemine ait başyapıtlar görülebilir. Dünyaca ünlü ressamların eserlerini görebileceğiniz müzeye giriş ücretli.

PeggyGuggenheim Koleksiyonu (CollezionePeggyGuggenheim)

PalazzoVenierdeiLeoni içerisinde yer alan PeggyGuggenheim Koleksiyonu ünlü sanatçıların eserlerini barındırıyor. Avrupa’nın en iyi sanat koleksiyonuna sahip olduğu söylenen müze meraklıları için oldukça ilgi çekici. 10:00-18:00 saatleri arasında ziyaret edilebilen müzeye giriş ücretli.

Santa Maria Bazilikası (BasilicadiSantadellaSalute)

Dorsoduro’nun Büyük Kanal’a bakan kısmında yer alan kilise 17. Yüzyılda inşa edilmiş. O yıllarda veba salgını olması dolayısıyla halkın büyük kısmı ölmüş, çaresiz kalan Venedikliler bu dönemde pek çok kilise yapmıştır. Santa Maria da bu “Veba kilisesi” olarak anılan kiliselerdendir. Süslü yapısı dolayısıyla Venedik’in en bilinen ve en çok fotoğraflanan kiliselerinden biridir. Özellikle kubbesi ihtişamlı olup kilisenin dışı kadar içi de etkileyicidir.

Punto DellaDogana Müzesi (MuseoPuntaDellaDogana)

PuntaDellaDogana bir modern sanat müzesi. Fransız milyoner FrancoisPinault, 17. yüzyıldan kalma bir yapıyı restore ederek burayı müze haline getirmiş. İçerisindeki sergiler dönem dönem değişiyor. Dorsoduro Mahallesinin en ucunda, burun kısmında yer alan üçgen şekilli yapı konumu ve dış görünüşü ile de dikkati çekiyor. Santa Maria Bazilikası’nın hemen yanında yer alan müzeye giriş ücretinin biraz yüksek olduğunu da belirtelim.

Venedik’teki saraylar, kiliseler, müzeler, sanat galerileri o kadar çok ve güzel ki anlatmakla bitecek gibi değil. Burada saydıklarımız dışında FortunyMuseum, eski bir saray olan PalazzoGrimanidiSanta Maria Formosa, Ca’ Rezzonico Müzesi, denizcilik müzesi MuseoStoricoNavale, bir Rönesans sarayı olan FondazioneQueriniStampalia, San Zaccaria Kilisesi, Santa Maria deiMiracoli Kilisesi görebileceğiniz diğer önemli yerler.

Venedik’e gitmişken etrafında yer alan birbirinden güzel adaları görmemek olmaz. Murano, Burano, Lido, Torcello, San Giorgio Miaggiore, Giudecca bunlardan bazıları. Tabii bu ziyaretler yaz mevsiminde daha keyifli olacaktır.

NE/NEREDE YENİR?

İtalya ile ilgili diğer yazılarımda da detaylı bir şekilde bahsettiğim gibi İtalyan mutfağı çok zengin ve lezzetli. Aklımıza hemen pizza, makarna, risotto, tiramisu geliyor ama Venedik, gezdiğim diğer İtalyan şehirlerine göre lezzet açısından daha az şey vaat ediyor. Bunun en büyük sebebi herhalde çok turistik olması, fiyatlar yüksek ve porsiyonlar küçük. Venedik’in bir ada olduğunu düşünürsek burada yenebilecek şeylerin başında deniz ürünleri geliyor. Deniz ürünleri için OsteriaalleTestiere’yi önerebilirim. Küçük bir mekan, yer bulmak zor olabilir o yüzden rezervasyonla gitmekte fayda var. RistoranteRiviera, L'OsteriadiSanta Marina, OsteriaAll’Arco şık bir akşam yemeği için gidilebilecek restoranlar.

Venedik ara sokaklarında daha küçük ve turistik olmayan yerlerde pizza, sandviç gibi daha ekonomik ve hızlı karın doyurabileceğiniz yerler de bulabilirsiniz. San Marco Meydanı’ndan uzaklaştıkça fiyatlar düşüyor.

Venedik’te mutlaka gidilmesi gereken yerlerden biri bence CaffeFlorian. Burası geçmişte ünlü sanatçıların da ziyaret ettiği tarihi bir mekan. Dekorasyonunda da bu tarihi havayı hissedebiliyorsunuz. Canlı olarak klasik müzik dinleyebiliyorsunuz. Garsonlar frakla servis yapıyor. Sunum ve lezzetler de iddialı. Hal böyle olunca bunların da bir de yüksek bedeli var tabii. Bunu göze almak istemezseniz bir şeyler yiyip içmeseniz bile ziyaret edip ortamını görmenizi tavsiye ederim. Zaten meşhur San Marco Meydanı’nda bulunduğundan önünden geçmeniz kaçınılmaz. Bu meydandaki bir başka ünlü ve tarihi cafe ise GranCaffeQuadri. Bir kahve ve tatlı ya da yemek için tercih edebilirsiniz. Buranın özellikle cappuchinosu meşhur. Dekorasyon, müzik, lezzetler ve fiyat konusunda CaffeFlorian için söylediklerim burası için de geçerli. RosaSalva da çok renkli ve muhteşem görünen tatlı çeşitlerini bulabileceğiniz bir başka pastane. Ai Tre Mercanti yine San Marco Meydanı’na yakın bir tatlıcı, burada mutlaka tiramisu denemelisiniz; yediklerinizin en güzeli olabilir. Hatta hazırlanışını da izleyebilirsiniz. Tiramisu dışında iki tatlı önerim daha olacak: Biri "Pincia", Venedik’in geleneksel lezzetlerinden olduğu söylenen bu hamur işi kuru meyve ile hazırlanan bir çeşit kek. Bir diğeri ise "Frittelle alla Veneziane" kızarmış hamurlu bir tatlı çeşidi.

Venedik’te akşam yemeği öncesi içki ve atıştırmalıklarla geçirilen bir süre var, "Bacari" adı verilen saatlerde bu romantik şehrin keyfini çıkarabilirsiniz. İtalya'nın meşhur şarapları ve yine bilinen içkileri spritz ya da bellini size eşlik edecektir.

NEREDEN/NE ALINIR?

Venedik’te alışveriş konusunda pek çok seçenek var. Turistik bir şehir olması dolayısıyla fiyatlar yüksek olsa da yine de her bütçeye uygun şeyler bulmak mümkün. Bu şehirden alacağınız en güzel şeylerden biri bence maskeler. Maskeli magnetler de oldukça sevimli ve maskeye göre daha ekonomik. Venedik’in sembollerinden bu güzel maskelerin ortaya çıkışı ile ilgili farklı hikayeler söz konusu. Veba salgınından korunmak ya da yaralarını gizlemek amacıyla insanların maske kullanmaya başladığı söylendiği gibi maske ve kıyafetlerin zengin-fakir arasındaki farkı gizlemek amaçlı kullanıldığı da rivayet ediliyor. Maske geleneği nereden çıkmış tam olarak bilmesek de Venedik’le özdeşleştiği kesin.

Maske dışında sık karşılaşacağınız bir başka şey cam ürünler olacak, çünkü Venedik’e bağlı adalardan Murano’nun cam ürünleri çok meşhur. Fiyatları oldukça yüksek bu ürünleri taşımak da riskli bence.

Bunun dışında modanın merkezi İtalya’dasınız, bütçeniz uygunsa ünlü İtalyan markalarından kıyafet ya da ayakkabı, çanta alışverişi de yapabilirsiniz. Venedik’te büyük alışveriş merkezleri yerine daha küçük dükkanlar karşınıza çıkacak. 

İlginizi çekiyorsa sokak pazarlarını da gezebilirsiniz. Bunların başında Rialto Pazarı geliyor. Venedik’e özgü yerel ve taze ürünleri bu pazarda bulabilirsiniz. Rialto Köprüsü’nün biraz ilerisinde kurulan bu pazarı saat 14:00’ten önce gezmeniz gerek. Bir şey almasanız da görmek için gitmenizi öneririm.

NEREDE KALINIR?

Baştan beri söylediğim gibi Venedik hem bir ada hem de turistik bir bölge olması dolayısıyla fiyatların yüksek olduğu bir yer. Dolayısıyla yeme içme ve alışverişte olduğu gibi konaklama konusunda da biraz bütçeyi yüksek tutmak gerekecek. Özellikle tatilinizi yaz sezonu ya da karnaval zamanı gibi kalabalık dönemlerde planlıyorsanız yer bulmak bile sorun oluşturabilir. Bu sebeple pek çok kişi konaklama için Lido Adası, Mestre, Padova ya da Treviso gibi Venedik’e yakın yerleri tercih edebiliyor. Tabii bu durumda yol masrafı ve yolda geçireceğiniz süreyi de dikkate almak gerek. Bir de Venedik’e günübirlik gitmek yerine orada konaklayıp gecesini gündüzünü yaşamak, şehrin ruhunu hissetmek elbette çok daha keyifli.

Venedik’te konaklamak isterseniz seçenekleriniz San Marco çevresi, San Polo, SantaCroceCastello, Dorsoduro, Cannaregio ve Giudecca. Venedik’in en pahalı yeri San Marco çevresi, şehir merkezinden uzaklaştıkça fiyatlar düşecektir. Venedik’in kuzeyinde kalan Cannaregio bölgesi biraz daha ekonomik.

Mart ayında bir başka rotada buluşmak üzere, keyifli tatiller.

banner

Yorum Yap

(*) Gerekli Alanlar