X

BODRUM CUP 2016’DA BİR ACEMİ BALIK!

Travel & Gourmets
8 Okunma

125 yelkenli, 1500 yelkenci ve deniz aşığı

17/22 Ekim tarihleri arasında Era Bodrum Yelken Kulübü çatısı altında düzenlenen 28. The Bodrum Cup Uluslararası Deniz Festivalinde regatta’nın en acemi balığı olarak bendeniz Gezgin Kereviz de vardım. The Bodrum Cup'ı yıllardır uzaktan, hayretle takip eder ama kendimi asla orada hayal edemezdim.

Sergileri, söyleşileri açılış korteji ve ilk gün Bodrum Mandalin'de Mehmet Erdem konseri ile başlayan The Bodrum Cup, sanatsal yönüyle de kalbimi kazandı. Eğlenceli geçen ilk akşamın sabahında ise zorlu ve bir o kadar da keyifli etapların olduğu yarışlar nefis bir havada Bodrum Karaada açıklarında start aldı.

Heyecan dolu etaplar; Bodrum-Gümüşlük, Gümüşlük-Leros, Leros-Leros, Leros-Yalıkavak ve Yalıkavak-Bodrum şeklinde beş gün boyunca sürdü.

Birinci gün; kuzeyden esen bol rüzgar, yelkenlerimizi doldurdu ve akşamüzeri Gümüşlük'ün ılık kollarında huzur bulduk. Akşam ise Off Gümüşlük'te Model grubundan tanıdığımız Fatma Turgut'un akustik konseri ile coşkumuz son seviyeye ulaştı.

İkinci gün; tekneler start aldığında üzerimizde parlayan güneş, komşuya gideceğimizi anlamış, yolumuzu aydınlatmıştı ve öğleden sonra kendimizi İtalyamsı küçücük bir Yunan adası olan Leros'ta bulduk. Adada geçireceğimiz iki gün boyunca tekneler arasında yardımlaşma, iş birliği, mücadele ve dostluğu sıklıkla gözlemle fırsatı buldum. Dünyaya örnek olacak güzellikte bir deniz festivaline yakışır görüntüler dört bir yanımdaydı.

Leros; Birinci ve İkinci Dünya Savaşı sırasında İtalyan egemenliğinde kalmış bir ada ve henüz biz Türkler tarafından tam olarak keşfedilememiş olduğu için plajlarında sakil müzikleri duymak mümkün değil. Benim gibi tatlı ve pasta düşkünleri için adeta bir cennet olan adada en az yedi sekiz tane tatlıcıya denk gelip hepsinde muhteşem lezzetler tatmam ve Mylos gibi nefis bir restorana sahip olması bile bu adaya koşarak defalarca gideceğimi kesinleştiriyor. Leros'a şu an için Bodrum'dan haftada bir kez feribot var ve Kos Adasından geçmek de mümkün.

Dördüncü günün sonunda teknede yaşamaya tam alışmışken dönüş yoluna geçmemiz biraz can sıkıcı oldu. Gidiş ve dönüş yolculuklarında iki ayrı tekneye misafir olduk, ilki; Karyalı isimli 20 mt'lik altı kamaralı, ahşap bir guletti ve organizasyona komite teknesi olarak katıldı, dönüş yolunda ise; L'orient isimli 31 mt'lik beş kamaralı yine ahşap bir guletteydik. Organizasyon ekibi tarafından nezaketle ağırlandığımız The Bodrum Cup'ı çok sevdik.

Sponsorlar, yabancı basın mensuplarının katılımı, organizasyonun kalitesi, Bodrum Belediyesinin vizyonu, geçmiş yıllarda yarışlara destek veren ve iz bırakan kişilerin vefa ile anıldığı, her açıdan gurur duyulacak bir yarışa imza atıldı. Bu yılın kazananları Alondra Teknesi oldu ancak bence bu yarışın en büyük kazananları Bodrum, The Bodrum Cup markası ve Türk denizciliğidir.

banner

Yorum Yap

(*) Gerekli Alanlar